Taç Utangaçlığı

Taç Utangaçlığı

Bir ormanda olduğunuzu düşünün, yemyeşil ağaçların arasında yürürken gökyüzüne bakıyorsunuz; fark ettiğiniz bir şey var, ağaçların uzanmış dalları diğer ağaçların dallarına değmeden gökyüzüne doğru yükselmiş. Gördüğünüz muhtemelen şöyle bir manzara:

Taç utangaçlığı (Crown Shyness) olarak bilinen bu fenomen, bazı ağaç türlerinde dalların birbirine değmemesi ve kanal benzeri boşluklar oluşmasıdır (1). Tüm ağaçlar rahat ve kendi özel alanındadır. Böylece kaynakları paylaşabilir ve sağlıklı kalabilirler.

Ağaçların birbirinin kişisel alanlarına duyduğu saygı olarak da yorumlanabilecek bu doğa olayının olası sebepleri için çeşitli tartışmalar söz konusu. 3 temel olası sebep işe şunlar (2):

1) Rüzgarlı havalarda tepedeki dalların çarpışıp kırılmasını engellemek.

2) Güneşe erişimi kolaylaştırmak. Ağaçlar fotosentez yapabilmek yani üretmek ve var olmak için yüksek seviyede ışığa ihtiyaç duyar. Ancak ağaçların dalları üst üste gelince bu gölgeye sebep olur ve güneş ışınlarıyla temasını olumsuz etkiler.

3) Ağaçların birbiri arasındaki böcek geçişini önlemek. Ağaçlar arası belli bir mesafe olduğunda, ağaçlara zarar verme ihtimali olan böceklerin yan ağaçlara geçişi zorlaşmaktadır (3).

Taç utangaçlığı fenomenini yakın ilişkilerimize benzetirsek; romantik ilişkilerimizde, arkadaşlık ilişkilerimizde, ebeveynlerimizle olan ilişkilerimizde yakınlığı sınırlarla birlikte koruyabilmenin her birimizin sağlıklı büyümesi için önemli olduğunu hatırlarız.

Rüzgarlarda birbirimizin dallarını kırmamak, besleneceğimiz-üreteceğimiz alanları engellemek yerine birbirimize alan tanımak ve etkileşimden doğabilecek zarar verici toksik etkilerden uzak durabilmek için birlik içinde ancak müdahil olmayan ilişkiler…

Kaynakları paylaşarak ama sınırları geçmeden…

Tüm bunlar Nazım Hikmet’in “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür; ve bir orman gibi kardeşçesine.” dizelerini de anımsatıyor bana. Uzakta durarak değil, grupla beraber yan yana ancak birbirine zarar vermeden kurulan ilişki dinamikleri…

Son zamanlarda bu fenomen üzerine düşünürken Halil Cibran’ın Ermiş adlı kitabında şu sözlerle karşılaştım:

“Yan yana olun hep ama yapışmayın birbirinize

Ayrı durmaz mı tapınak sütunları bile?

Ne meşe büyür ne de selvi, bir diğerinin gölgesinde.”(4)

Kurduğunuz yakın ilişkilerinizde taç utangaçlığının verdiği mesajı ve sağlıklı sınırların önemini hatırlamanızı dilerim.

 

Kaynaklar:

(1) Wu, K. J. (6 Haziran 2020). Some Trees May ‘Social Distance’ To Avoid Disease. [Blog gönderisi].

Erişim adresi: https://www.nationalgeographic.com/science/2020/07/tree-crown-shyness-forest-canopy/

(2) Magger, Y. (21 Şubat 2020). Taç Utangaçlığı: Mucizevi Bir Doğa Olayı. [Blog gönderisi].

Erişim adresi: https://www.themagger.com/tac-utangacligi-nedir/

(3) Franco, M. (1986). The influences of neighbours on the growth of modular organisms with an example from trees. Philosophical Transactions of the Royal Society B, 313 (1159), 209-225. doi:10.1098/rstb.1986.0034.

(4) Cibran, H. (2019). Ermiş (H. Ü. Haktanır, Çev.). İstanbul: Koridor Yayıncılık. (Orijinal çalışma basım tarihi: 1923).

 



Bir cevap yazın